Tam da bu sebepten hayat bir gölge tiyatrosudur; kişinin yalnızlığı, aşkı, isyanı ve ölümüyle nihayete eren. Ben zamanı, akrep ve yelkovanın birbirini kovalamasından ibaret görmem. Sinematografik bir perspektifin yanına, ustaca yerleştirilmiş bir roman dinliyor, ‘kendini Tanpınar okuyarak yapan’ Pamuk’un dediği gibi sarhoş eden bir şiire değiyor elleriniz. . Karagöz-Hacivat’ın hemşerisi olmanın bu eğlencede mutlaka yeri vardır. Bu, ta çocuk aklımla keşfettiğim bir oyundu. Sahnede baktığınız hayal perdesinde sadece tiyatral bir artistlik yok.
Bu, ta çocuk aklımla keşfettiğim bir oyundu. Sinematografik bir perspektifin yanına, ustaca yerleştirilmiş bir roman dinliyor, ‘kendini Tanpınar okuyarak yapan’ Pamuk’un dediği gibi sarhoş eden bir şiire değiyor elleriniz. Karagöz-Hacivat’ın hemşerisi olmanın bu eğlencede mutlaka yeri vardır. . Ben zamanı, akrep ve yelkovanın birbirini kovalamasından ibaret görmem. Sahnede baktığınız hayal perdesinde sadece tiyatral bir artistlik yok. Tam da bu sebepten hayat bir gölge tiyatrosudur; kişinin yalnızlığı, aşkı, isyanı ve ölümüyle nihayete eren.